Kasabanın erkekleri karımı her yerinden siktiler 2
PLATİN ÜYELER
VIP ÜYELER
GOLD ÜYELER
Kasabanın erkekleri karımı her yerinden siktiler 2
Şehvetli dudaklarının üstüne akan beyaz dondurma sıvısını da diliyle dudaklarını yalıyordu. Buna artık dayanamayan Apo, sanırım şortunun içine boşalmıştı çünkü şortun üstü nemli görünüyordu. Benim için zaman çok yavaş ilerliyordu fakat sonunda gecenin sonu gelmişti. Adem bey karıma yarın öğleden sonra salona uğramasını istedi, ilk derslerini başlayacaklardı. Ben hiç memnun değildim bu durumdan çünkü bu akşam beklediğim şekilde gelişmemişti ve planlarım istediğim gibin gitmemişti. Onlar kaçtıktan sonra karım her şeyin yolunda gittiğini düşünüyordu ve çok mutluydu.
İkimizde çok yorulmuştuk fakat karımın bu sexiliği beni ne kadar zor durumda bırakıp üzmüşeyse de, bir o kadarda azdırmıştı. Karımın bu güzelliği karşısında ben bu kadar etkilendiysem Allah bilir o kırolar nasıl etkilenmiştir. Yatağa girer girmez Gül'ün bacaklarının arasına girdim ve sevişmeye başladık. O güzel göğüslerini yalayıp karımın o kılsız amına doğru indim. Gül benim için amını her zaman ağdalı ve bakımlı tutuyordu çünkü o pürüzsüz görüntüsüne hasta olduğumu biliyordu. O bir tane kılı bile olmayan, pembe, göz alıcı, nefis, amcığını yalamaya başlamıştım çünkü çok dar olduğundan dolayı iyice ıslanmadan aletimi zor sığıyordu içine. Yalamaya bile doyamıyordum çünkü o kadar bir leziz ve tatlıydı ki sabaha kadar yalayabilirdim.
İyice sulanmıştı ve de fazla yalamadan kıpkırmızı olmuştu, eşimin sadece amı değil, tüm vücudu çok hassas ve kolayca incitilebilecek bir türdeydi. Yani, karımın herhangi bir yerini uzun bir süre okşayıp veya yaladıktan sonra hemen orası kıp kırmızı oluyordu. Pozisyonumu alarak aletimi karımın amcığına dayadım ve yavaş yavaş o daracık amına girmeye başladım. İyice yaladığım için amcığı yumuşak ve kaygan olmuştu ve aletim santim santim sıkı bir şekilde içine giriyordu. İyice soktuktan sonra ritmik bir şekilde gidip gelmeye başlamıştım ve tam o sırada aklıma bir şey geldi. Bir an Adem'in gündüzden yaptığı yorumunu hatırlamıştım, "Lan bu karının amı var ya? kesin o kadar bir sıkı ve dardır ki benim yarağı mos mor edebilir". Bu düşünce bir kez daha keyfimi bozmuştu ve karımla sevişirken o kırolar aklıma geldiği için psikolojim çok feci dağılmıştı.
Keyfim bozulduğu için bir an boşalıp bitmesini istedim o yüzden tempomu hızlandırıp daha sert sokmaya başladım ve tam boşalacağım vakit aletimi karımın amından çıkartıp sırt üstü uzanıp üstüme boşalmaya başladım. Bunu gören karım her zaman yaptığı gibi diliyle akan menilerimi yalayıp aletimi ağzına alarak temizlemeye başladı. Karıma bu hareketi ben öğretmiştim, ilk başlarda hiç yapmak istemiyordu fakat sonra onu alıştırarak çok haz duymasını sağlamıştım. Karım bu hareketi artık çok seviyordu ve sperm tadı onu çılgına çeviriyordu. Sevişmemiz bitmişti ve uykuya dalmıştık, yarın ikimiz içinde yorucu bir gün olacaktı, benim yeni işimde ilk günüm olacaktı ve Gül'de yeni arkadaşından ilk güreş dersini alacaktı. Sabah ikimizde kalkıp, ben çıkmak için hazırlanmaya başladım karım ise duşa girmişti. Güreş dersi öğleden sonra olacağı için acelesi yoktu. Akşama eve geldiğimde karımda benden 5 dakika sonra gelmişti.
"Canım nasılsın, iş'te ilk günün nasıl geçti"? "iyi geçti gülüm, peki senin nasıl geçti ilk dersin"? Benim için en önemli soru buydu, inşallah kimsenin karıma karşı bir yanlışı olmamıştı. "Çok iyi geçti aşkım, harikaydı bir sürü müthiş hareketler öğrendim". Karımın kıyafetine baktım üzerinde uzun bir etek vardı. "Sevindim bebeğim, peki o etekle nasıl güreş yaptın?", "hehehe, ne diyorsun aşkım bu etekle olur mu hiç, tabi ki şortumla yaptım, herhalde böyle bir kasabada yalnız başıma spor kıyafetimle gezecek değildim" "aferin aşkım, haklısın bu kasaba bize yabancı ve eskisi gibi biraz modern giyinip yalnız başına evden çakmak olmaz". "Aşkım göstereyim mi sana bir kaç hareket" "göster gülüm". Karım üzerindeki uzun eteğini ve bluzunu çıkartıp spor kıyafetiyle karşımda durdu. Gözlerime inanamıyordum fakat tahminde etmeliydim. Üzerinde küçük beyaz bikini sutyeni vardı ve alttan da çok küçük kısacık dar bir beyaz şort vardı.
Karım bu kıyafetini sadece evde ve samimi arkadaşlarımız olduğu zamanlar giyiyordu, belli ki Adem ve Apo'yu yakın dost olarak görüyordu artık ve onların önünde istediği gibi rahat giyinebiliyordu. Karım, "gel aşkım şimdi arkama geç" demesiyle sırtını bana döndü. Arkasını döünce şortunun ne kadar kısa olduğunu bir kez daha fark etim. Arkadan poplarının yarısı kısa şortun altından görünüyordu ve de şort kısa bel'li olduğu içinde külot değil tanga giymesi bile mümkün değildi. Beni en çok telaşlandıran şey ise, karım önümde kıçı havada olacak bir şekilde domalıp şortu daha da kıçının içine kaçarak daha da kısalmasıydı fakat çıplak kıçının üzerinde de bir sürü kırmızı el ve beş parmak izleri vardı. Karımın cildi çok narin ve hassas olduğunu daha önce söylemiştim fakat belli ki feci bir şekilde kıçları ellenip tokatlanmıştı.
"Gül! Kıçlarına ne oldu böyle?" "hiiç aşkım, güreşin bir parçasıymış, güreş sırasında rakibinin poposuna sert tokatlar atıp onu kızdırman gerekiyor" "peki sen hiç kızmadın mı" "hehe, ben süperim aşkım, Adem bey kısacık şortumun altından çıplak popolarıma o kadar sert tokatlar attı ki ben hiç sinirlenmedim aşkım, beni sinirlendirmek için başaramadı. Ben bu güreşte çok iyiyim aşkım" bu iş hiç hoşuma gitmemişti fakat "peki gülüm, öyle olsun" dedim. Karım bir kez daha önümde domaldı ve ona yapışıp onu yukarı doğru çekmemi istedi. "Hayır öyle değil aşkım, kasıklarını popoma daya bakayım, şimdide sırtıma yapış ve bir kolunla göbeğimden sıkıca tut diğer kolunla da göğüslerimin tam altına yerleştir ve beni ritmik hareketlerle kaldırmaya çalış" Bu harekete inanamıyordum, o hayvan herif karıma bu hareketimi yapıyordu? Bir anlamda bu hareket beni çok tarik etmişti fakat Adem hayvanının karıma bu hareketi yaptığını düşündükçe sinirlerim bozuluyordu.
Resmen aletim karımın kıçının arasına girmiş bir yandan da kolum göğüslerinin altında o onu kaldırmaya çalışıyordum. Karımı kaldırmaya çalıştıkça o aşağıya bastırıyor ben ise yukarı, fakat her seferinde de aletim daha da kıçına bastırılıyordu kolum da göğüslerine aldan destek verdiği için güzel göğüsleri yukarı doğru bastırılarak küçük bikinisinden dışarı fırlayacakmış gibi şişiyorlardı, o kıronun bunu yaptığını hayal ederek artık dayanamıyordum. "Tamam Gül bu kadar yeter", "hehe gördün mü, Adem bey'de o kadar çok yüklendi ve zorlandı ki bir ara göğüslerim bikininden dışarı fırladı, şortumda 'ayıptır söylemesi' vajinamın içine kaçtı biraz, fakat bu çok normalmiş".
Duyduklarıma inanamıyordum, karım nasıl bu kadar saf olabiliyordu? Karıma az çok hak veriyordum çünkü hayatı boyunda hiç bir kötü niyetli, çıkarcı, sapık kişilerle muhatap olmamıştı o nedenle çok saftı ve kimseden kötülük beklemezdi fakat ona gerçekleri de anlatıp korkutmak da istemiyordum. Bu onu çok etkileyebilirdi. "Peki aşkım başka ne hareketler var"? "Bir hareket var aşkım çok zor, fakat ben üstün yeteneğimle onu da başardım" "nasıl aşkım"? "Peki bak, sen şimdi sırt üstü yere uzan, daha doğrusu biz biraz güreşip boğuştuktan sonra ben seni bu pozisyona getirmiş olmam lazım fakat güreştiğimizi varsayarak kısa kesmek için ben sana hareketin son kısmını göstereceğim", "peki aşkım ben yere yatıyorum sen göster".
Karım baş ucuma gelerek iki ayağını omuz genişliğinden biraz daha fazla açtı ve kafamın üst tarafından, yani yüzümün az ütünde pozisyon aldı. Kısaca, ben yerde yatılı olduğum için havaya baktığım zaman hizalı bir şekilde karımın kıçı tam gözlerimin önündeydi. "peki aşkım şimdi ayaklarını kaldır ve kollarımın arasına geçir". Karımın ayakta bana doğru dönük olduğu için sadece kıçının altından karamı görebiliyordu ve vücudumun geriye kalan kısmı arkasındaydı. Bu nedenle bacaklarımı ve ayaklarımı sırtına çarpmamak için yavaşça hareket ettim. Ayaklarımı sezer sezmez eğilerek onları tutu ve bacaklarımın alt kısmını kendi koltuk altına yerleştirdi.
Gerçekten çok ilginç bir pozisyondu çünkü şimdi ayaklarım havada olup karımın kollarının arasında olduğu için benim kıçımda havaya dikilmişti. Karım yavaş yavaş çömelmeye başlayınca benim bacaklarda alçaldıkça kıçım havaya doğru dikilmeye başladı. Karım suratımın üstüne doğru çömelerek o kadar bir yaklaşmıştı ki bir an müthiş kıçıyla suratıma oturacak sandım, fakat bir kaç santim kala üzerinde durdu. Artık karımın beyaz incecik şortu o kadar gerilmişti ki kumaş amının üstüne iyice yapıştığı için amı ve am dudaklarının şekli gayet net görünüyordu. Biraz daha yaklaştı ve artık burnum karımın amına değiyordu ve o müthiş am kokusunu içimi sarmıştı. "işte aşkım böyle yapınca kalkman için imkan yoktur ve ben kazanırım, istersen kalkmaya bir dene de göresin".
Karımın dediğini deneyerek kalkmaya çalıştım fakat kıçıyla kafamı aşağıya daha da bastırarak tüm suratım kıçının içine gömülerek hareketsiz kaldım. Adem hayvanı karıma bu hareketi gösterebilmek için eminim ki kafasını karımın amına ve kıçının arasına iyice gömerek bol bol dudaklarını ve burunu kullanarak karımın ince şortunun üstünden özel yerini koklayıp diliyle de tattığından çok emindim. Karım gururlu bir şekilde üzerimden kalktı ve "nasıldım aşkım, daha çok hareket var göstereyim mi?" dedi. "Harikasın bebeğim, ve hayır başka hareket görmek istemiyorum fakat kendini bu kadar zorlama, bir tarafını incitmeni istemiyorum". Karımın bana başka hareket göstermesini istemiyordum çünkü bunlar güreş hareketi değil de karımı kurnazca taciz etmek için kullanılan hareketlerdi.
"Bana bir şey olmaz canım, Adem bey ve Apo bey çok dikkatliler ve çok profesyonel, beni çok iyi idare ediyorlar" "Apo beyin ne işi vardı orda, nasıl yardımcı oluyor gülüm, odamı güreşçi?" "O güreşi Adem bey kadar iyi bilmiyor fakat oda bize katılıyor ara sıra, ayrıca çok iyi fizik tedavici ve ısınma hareketlerinde bana yardımcı oluyor, fakat sanırım halen daha bana karşı biraz utangaç, fakat senin dediğin gibi ona samimi davranıp ona güvendiğimi göstererek yavaş yavaş çekingenliğinin üstesinden geleceğinden eminim" "peki aşkım sana kolay gelsin fakat dediğim gibin dikkatli ol", "merak etme aşkım.. bu arada çok heyecanlıyım çünkü yarın yağlı güreş öğretecekler bana aşkım, inanabiliyor musun?" "hayır aşkım inanamıyorum".
Gerçekten inanamıyordum çünkü olacakları hayal etmek bile istemiyordum ve karımı bu adamlarla yalnız bırakmak istemiyordum. Onu korumak için bir plan yapmam gerekiyordu ve ders vakti bir şekilde bende orda olmam gerekiyordu, fakat bunu gizlice yapmam lazımdı. "Saat kaçta gülüm dersin"? "Sabah olacak canım, o yüzden işe giderken sen bırakabilir misin beni?" "tabi ki bırakırım gülüm". Bu planım için iyi bir başlangıçtı, böylece yerini de öğrenmiş olacaktım. Ertesi sabah, ikimizde kalkıp hazırlandık ve yola çıktık. Salona ikimizde beraber girdik ve yarı yolda ben bir bahane uydurarak geç kaldığımı ve gitmem gerektiğini söyledim.
Karımı salon koridorunda uğurladım ve onu diğer iki kıroya gitmesini bekledim. Ana salon kapısı kapandıktan sonra bende hemen salona başka giriş kapılar aramaya başladım. Biraz etrafı dolaştıktan sonra bir malzeme odası buldum ve ana salona ait olduğunu anlamıştım çünkü karımın sesini duyabiliyordum. Kapı açıktı ve içeri girerek yavaşça kapattım. Malzemelerin arasından sıyrılarak görüntü almaya çalıştım. Malzeme odasının salona bakan taraftan duvar yoktu ve malzeme odasına salondan giriş kısmında sadece büyük bir perde vardı. Kısaca, salonun içerisinden bakıldığı zaman malzeme odası değil sadece perde görünüyordu. Gizlice perdeyi aralayarak içerde bulunan Adem, Apo ve karımı seyretmeye başladım.
Gül, bugün yağlı güreş öğreneceği için dünkü spor kıyafetlerini giymemiş, sadece açık mavi bir bikini giymişti. Adem ve Apo karımı bir muşambanın üzerine yatırıp tüm vücuduna yağ döküp yağı vücuduna sürme bahanesiyle karımı okşamaya başlamışlardı. Karım gözlerini kapatıp vücudundaki elleri bir masaj olarak düşünerek tadını çıkarıyordu. İki kıro da hallerinden memnun görünüyorlardı çünkü yüzlerinde bir sırıtma ile masum karımın her tarafını elleyerek okşuyorlardı. "Gül hanım, umarım size bu şekilde rahatsızlık vermiyoruz", "yok canım, olur mu öyle şey, siz işinizi yapıyorsunuz, üstelik benim size güvencem sonsuz".
Apo karımın bacaklarını, ayaklarını ve ayak parmak aralarını okşayarak yağlıyordu. Adem ise karımın göbeğini, omuzlarını ve kollarını yağlıyordu. Adem karımın rahatlığından cesaret alıp "Gül hanım, bikini üstünüzü çıkarmanız gerekecek, yani yağlı güreş formatına uyabilmek için, acaba bir mahsuru var mı?" diye sordu. Karım da safça biraz düşündü, "eee" sonrada "tabi uygundur" dedi. Karım sırtındaki fiyongu çözerek bikini üstünü çıkardı ve o müthiş ağız sulandıran göğüslerini tüm çıplaklığı ile serbest bıraktı.
İki kıro da karımın göğüslerini tamamen çıplak ve net bir halde ilk kez görüyorlardı, ikisi de belirgin bir şekilde güçlüce yutkunarak işlerine devam ettiler fakat gözlerini de karımın o pembe, iri meme başlı, yuvarlak, diri ve hassas göğüslerinden de ayırtamıyorlardı. Adem biraz daha cesaretlenip yağ dolu şişeyi karımın meme uçlarının üzerine dökerek, ses çıkarmadığını gördü ve ardından da yavaş ve tedirgin bir şekilde göğüslerini avuçlayıp okşayıp yoğurmaya başladı. Karım alışılagelmiş olarak ve de samimiyete vurarak ses çıkarmadı ve işin bir parçasıymış gibi rahat davranıyordu. Fakat bir gerçek vardı ki, hayatında ilk kez benden başkası göğüslerini görüyor ve okşuyordu.
Bir ara karımı yüzüstü döndürerek sırtını yağlamaya devam ettiler fakat gözleri daha çok karımın o muntazam dolgun kıçlarının üzerindeydi. "Gül hanım, şimdi bizde yağlanmamız gerekiyor fakat zaman kaybetmemek için sizde bize yardımcı olur musunuz?" O nasıl soru Adem bey, tabi ki yardım ederim, siz beni güzelce yağladınız bende size aynı hizmeti verebilirsem çok sevinirim". Adamlar pantolonları hariç üzerindekileri çıkardılar ve Gül'de sırtlarına yağ dökerek o kıllı vücutlarını okşayıp yağı sürmeye başladı. Karım safça onları okşayarak narin elleri adamların kıllarının arasında gezdikçe adamlar kuduruyor gibindiler.
Pantolon giydikleri için karım aşağı kısımlarını yağlamakta zorlanıyordu o nedenle "Adem bey pantolonlarınızı çıkarmayacak mısınız, böyle mi güreş yapacaksınız?" "Hayır Gül hanım fakat Apo beyin uygun güreş donu yok ve paltolunun altından bir şey giymediği için çıkarmaya çekiniyor" "öylemi Apo bey o yüzden mi soyunmuyorsunuz?" "Maalesef Gül hanım, sizin önünüzde çıplak kalmam doğru olmaz" "Benden mi çekiniyorsun Apo bey, aşk olsun". Karım hallerine üzülmüş ve aptalca onlara samimiyet ve yakınlık gösterebilmek içinde çıplak kalmalarını normal karşılıyordu. Adem hıyarı karımın rahat ve safça tavırlarından bir kez daha cesaret alarak, "Gül hanım eğer sizin için bir mahsuru olmasa, ben tamamen soyunarak Apo'ya cesaret ve güven sağlayabilirim belki" dedi, masum ve saf karım ise, "biz yetişkin insanlarız, tabi ki bir mahsuru olmaz, Apo bey gerçekten hiç utanılacak bir durum yok ve lütfen beni kendinizden biri olarak görünüz" dedi.
Bunun üzerine, Adem hemen soyunmaya başladı ve sinsice ademe göz kırparak ona örnek olacakmış gibi davranıyordu. Bir saniye içinde adam anadan doğma karımın karşısında bulundu. Karımın sırtı bana dönük olduğu için yüzündeki ifadeyi görmüyordum fakat adamın aleti kocamandı. Ben kendim şaşkınlık içindeydim ve karımın benim aletimden başka görmediğini bildiğim için onun yaşadığı şoku hayal edemiyordum. Adamın aleti enik olduğu halde resmen uzun kalın bir boru gibiydi ve kökü yoğun kıllar arasından başlayarak yere doğru salkıyordu. Kalın damarlı esmer görüntüsü ve mantar gibi kocaman başı çabasıydı.
Adem Apo'ya dönerek, "bak gördün mü? Ben bile Gül hanımın önünde çıplak kalabiliyorum, hadde sende dene" dedi. Apo inatçı bir şekilde, "Hayır olmaz, sen soyundun diye benimde soyunmam doğru olur anlamına gelmiyor" diye yanıt verdi. Bunun üzerine karım, "Apo bey fakat ben sizinle ve Adem beyle güzel ve profesyonel bir güreş yapmak istiyorum, eğer siz oyun bozarlık ederseniz nasıl olacak bu iş" "Bilmiyorum Gül hanım, kusura bakma fakat sizin önünüzde utanıyorum", "Öyleyse bak, şu an nerdeyse bende çıplak sayılırım, üzerimde sadece bir bikini altı var ve hiç de utanmıyorum". Dedi. Bunun üzerine Adem hıyarı, "Gül hanım, benim bir fikrim var, bence sizde çıkarınız bikini altınızı nasılsa tek kalan bu ufak bez parçası, o zaman Apo da çıkarmaması için hiç bir sebebi kalmaz değimli?" karımın yanıtı gecikmeden, "evet Adem bey çok haklısınız" diyerek Apo'ya döndü ve "eğer bende bunu çıkarırsam sende çıkaracak mısın?
Yani böylece üçümüzde eşit olacağız". Dedi. Apo da, "O zaman olabilir" dedi. Gözlerime ve kulaklarıma inanamıyordum, ahmak karım iyi niyet gösterecek diye üzerindeki tek parça bikini altını da çıkarmaya başladı. Adamlar karımı çıplak bir halde görünce adeta ağızlarından salyalar akmaya başladı. Karımın o kılsız pembe taze çiçek gibi amı gözlerinin önündeydi. Apo hiç vakit kaybetmeden hemen pantolonunu indirdi ve Adem'inkinden hiç farkı olmayan aletini karıma teşhir etmeye başladı. Karım iki tane kocaman yarağın arasında kalarak adamların saniye saniyesine yavaşça kabaran ve sertleşerek büyüyen aletlerini hayretle seyretmeye başladı. Tam olarak karımın kafasından neler geçiyordu bilmiyordum fakat bu çıplak adamlardan ve de kocaman aletlerinden biraz ürkmüş olması büyük bir olasılıktı.
Adem karımın konsantrasyonunu bozarak "evet Gül hanım, işte şimdi bizi kolayca yağlayabilirsin", karım "eeemm ha evet, tabi ki" deyerek muşambanın üzerine uzanan adamlara yaklaştı ve yağ dökerek kıllı bacaklarını okşayarak ve de yağı ciltlerine yedirmek için hafifçe de etlerini yoğurmaya başladı. Karım ellerini adamların kasıklarına doğru yaklaştırarak tam taşaklarına değmeden tekrar aşağı doğru yönlendiriyordu. Bu arada bu kıroların azman sikleri ise bu tarik edici durumdan dolayı mertek gibi havaya dikilip karımın burnunun tam ucunda duruyorlardı. "Gül hanım, kusura bakma, yaraklarımız sertleşmiş, inşallah yanlış anlamamışsınızdır, sizin gibi güzel seksi bir bayanı bu şekilde görünce, yaraklarımız kontrol edilmez bir şekilde böyle oldu."
Konuşma tarzlarından olacak ki, karım biraz kızarıp utanmıştı fakat durumu yumuşatmak için biraz cilveli konuşarak "önemli değil Adem beyciğim, gayet haklısınız, bu çok doğal bir şey, ayrıca utanılacak bir şey yok, çok güzel penisleriniz vardır" dedi. Adamlar karımın kullandığı penis kelimesine sesli bir şekilde gülmeye başlamışlardı. "Hehehe neyimiz neyimiz vardır?" karım kuşkulu bir ses tonuyla tekrar "penisiniz?" dedi. Adamlar bir kez daha güldüler, "bunu ilk kez duyuyoruz Gül hanım, biz ona yarak diyoruz, sende öyle desene". Karım yine utanmıştı fakat onları kırmak istememiş olmalı ki kısık bir sesle "yarak" dedi. "Duyamadım Gül hanım, utanma lütfen bak samimi olmak isteyen sizsiniz, şimdi lütfen daha sesli bir şekilde bir kez daha söyleyebilir misiniz?" "Yarak!" "güzel, şimdi ne diyordun yaraklarımız hakkında?" "Çok güzel YARAKlarınız vardır diyordum".
Bir kez daha sinirlerim tepeme vurmuştu çünkü bu pis herifler karımı terbiyesiz ve de seviyesiz konuşmalarına adet ediyorlardı. Karım çok saf, iyi niyetli ve birazda salak olduğu için bu Kürt kökenli kurnaz adamların oyunlarına geliyordu. "Yaraklarımızın neresi güzel Gül hanım?" "eeemm, ne bileyim, güzel işte" "Hiç samimi bir cevap değil bu, eğer sandığımız kadar bize yakınsanız yaraklarımızın neyini beğendiğinizi bize lütfen açıklar mısın?". Karım biraz durdu duşundu sonrada "Ben samimi ve de modern bir insanım tabi ki açıklarım" dedi, "bence sizin yaraklarınız çok büyük o nedenle güzeller.", "mmhh, demek büyük, Metin beyin büyük değil mi?" "Kocamınkinden çok memnunum, yani onunkinin da güzel bir ölçüsü var fakat sizinkiler hayatımda gördüğüm en büyük yaraklar" "evet, yaraklarımızın güzel olduğunu söyledin, peki yaraklarımızı çok beğeniyor musun?"
"nasıl yani?" "gayet basit, yaraklarımızın görüntüsünü beğeniyor musun?" "eeemm... evet beğeniyorum" "en çok neyini beğeniyorsun, bize biraz detayla anlatır mısın?" "anlatırım tabi, öncelikle çok uzun ve de kalın, sonra kocaman sapı esmer ve çok kalın damarlı, kökü ve taşaklarınız çok kıllı ve ayrı etten birazda kokuyor, yarak başınız ise bir mantar kafası gibin kocaman ve de çok sert görünüyor. Oldu mu?" "Ağzınıza sağlık, çok güzel anlatmışsın, peki çok sert olduğundan emin misin?" "emin değilim fakat öyle görünüyor" "peki merak ediyor musunuz, dokunup öğrenmek ister misiniz?" "Sağ ol Adem bey fakat dokun masam iyi olur" "Aaa niye Gül hanım, ısrar ediyorum, lütfen dokununuz ve ayrıca yaraklarımızı da yağlayınız bize" "hmmmm.... peki madem ısrar ediyorsunuz, öyle olsun".